PENFEST’İN ARDINDAN


                 2-3 Kasım 2018 tarihlerinde, Beşiktaş Çırağan Sarayında dünyanın ve Türkiye’nin ilk Kalem Festivali gerçekleşti. Güzel bir atmosfer ve havada gerçekleşen festivale gördüğüm kadarıyla ilgi ve alaka çoktu. Açıkçası bu kadar kalabalık olacağını beklemiyordum. Sosyal medyada sık sık festivalin reklamı yapılsa da meraklıların sayısının bu kadar fazla olacağını ilkin tahmin etmedim. Organizasyon çok başarılıydı. Davetiye için internetten başvuru alındıktan sonra Saray’ın üçüncü katında, girişte kontrol ile içeri alındı. İçeride genç nesilden fazla kişi göremedim. Yaşıtlarımı aradım ama denk gelme gözlerim. Genelde festivale ilgi ve alaka 70-80 veya 90 kuşağı tarafından gösterilmiş.

                Dünyaca ünlü markalarda stantlarda kalem ürünlerini tanıttı: Clairefontaine, Kilk, Manuscript, Colorverse, Sheaffer, Tomoe River, Waldmann, Cross, De Atramentis, E+M, Faber-Castell, Graf von Faber-Castell, J. Herbin, Kaweco, Lamy, Montblanc, Montegrappa, Namiki, Noodler's, Parker, rOtring, Visconti, Diplomat, Scrikss, Tibaldi, Twsbi, Pilot, Rhodia ve Waterman. Beni en çok şaşırtan Faber’in dolma kalemleri, Pilot’un kaliteli ürünleri ve R0tring ile Parker’ın gelenekten şaşmamalarıydı. Stantlarda her kalem markası kendi kalemini tanıtırken genelde tarihlerinden anlatmaya başlıyordu. Hemen hemen çoğunun en az 80 yıllık bir tarihi vardı. Mesela Parker’ın kurucusunun üçüncü kuşaktan torunu da PenFest’e katılarak bir söyleşi gerçekleştir. Markaların menşeileri ise Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve Amerika idi. O sırada bizim niye böyle köklü, dünyaca ünlü, kaliteli ve halen işlevselliği fazla bir kalemimiz veya ürünümüz yok diye düşündüm. Pekala el sanatlarından Minyatür, Hüsn-ü Hat, Ebru gibi geleneklerimiz olsa da, gelenekten öteye gidememiş durumda. Devletin veya özel girişimcilerin vasıtası, yardımı ile bu durum ileride düzelir.
                Festivalde koleksiyoncu olan kişiler bir hayli fazlaydı. Orada iken 400 adetlik bir kalem koleksiyonu olan beyefendiyle tanışarak bilgilerinden istifade ettim. Yalnız ben değil, markaların stantlarında görevli çalışanlar da istifade etti. Gözümü takılan bir diğer şey ise, en çok harcamayı yine koleksiyoncuların yapmış olması. Zira bazı kalemlerin fiyatları Dolar veya Euro üzerindendi. Her ne kadar %25’den başlayan indirimler olsa da Türk Lirasına göre pahalı ürünler vardı.
                Organizasyonu yapanları teşekkür ederek, her yıl tekrarı olması ve yeni kuşaktan yetişen gençlerinde katılımıyla daha da yoğunlaşmasını temenni ediyorum. 






Yorumlar

Popüler Yayınlar